Blog Detay
 
 

Eğer bedelini yalnızlıkla ödeyeceksek özgürlüğün ne anlamı var?

29.9.2022 09:22:21

“Eğer bedelini yalnızlıkla ödeyeceksek özgürlüğün ne anlamı var ki?”
Birbirinden muhteşem karelerden oluşan bir fotoğraf sergisinde dolaşıyormuş hissi veren, benzersiz tekniğiyle son derece özgün, şiirsel ve büyüleyici bir deneyim Risttuules. Stalin’in Baltık ülkelerindeki yerel halka dair etnik temizlik amacıyla 1941’de 40 binden fazla Estonaya, Litvanya ve Letonyalı vatandaşı çalışma kamplarına sürgün ettiği tarihi olaya dayalı film; hikâyesini Erna isimli bir kadının kocasına yazdığı ve bir dış ses ile aktarılan mektuplar üzerinden anlatıyor. Sinemada çokça işlenen ve artık farklı ne vaat edebilir ki denilebilecek çok bildik soykırım ve kitlesel sürgün temasını eşine az rastlanır bir sinematografi, sıra dışı bir teknik ve nefis bir görüntü yönetmenliği ile aktaran film; alışılmadık bir şey yaparak açılış ve kapanış sekansları dışında karakterlerini bir fotoğraf karesindeymişçesine hareketsizleştiriyor ve kamerasını onların arasında dolaştırarak üç boyutlu eserlerden oluşan bir sanat galerisinde yolculuğa çıkarıyor seyircisini adeta. Üstelik kameranın aralarında gezindiği bu hareketsiz özneler beden dilleri, jest ve mimikleri ile o kadar nefis kompozisyonlar çiziyor, o kadar dokunaklı bir hikâye anlatıyor ki bu hareketsiz öznelerden ne bir söz, ne acılı bir haykırış, ne bir vedalaşma, ne umut dolu bir temenni duymaya ihtiyaç duymuyor seyirci. Hatta bu karakterlerin konuşmaları, hareket etmeleri filmin anlatısına fazla gelir hissi yaratıyor. Film boyunca dış ses aracılığı ile dinlediğimiz Erna’nın hasret, umut, pişmanlık ve acıyla dolu yer yer yürek titreten, göz pınarlarını zorlayan vurucu cümleleri ise bu son derece çarpıcı üç boyutlu fotoğraf sergisinin yarattığı etkiyi daha da dayanılmaz kılıyor duygusal anlamda. Yönetmenin karakterlerini filmin belli bölümlerinde hareketlendirip geri kalan bölümlerinde hareketsiz bırakması ise çok zekice bir tercih ve verdiği mesaj da oldukça etkileyici. Spolier olmaması için bu mesajı izleyicinin tespitine bırakıyorum ve diyorum ki; sinemanın aslında yeni fikirlere açık, sınırları olmayan ve en bildik bir temadan bile şaheser yaratılabilecek bir sanat dalı olduğunun muhteşem bir örneği Risttuules.

 

Ümit İhsan ASLAN

Yorumlar

 Yorum Yap

Yorum Yazmak İçin Lütfen Sisteme Giriş Yapın

Open chat